hissediyorum

listen to the pronunciation of hissediyorum
Turkish - English
feel of
feelin
hisset
{f} felt

I felt the house shake a little. Didn't you? - Ben evin biraz sallandığını hissettim, sen hissetmedin mi?

She was very well before lunch, but felt sick afterward. - O, öğle yemeğinden önce çok iyiydi, ama sonrasında hasta hissetti.

hisset
{f} feeling

We love our mother almost without knowing it, without feeling it, as it is as natural as to live. - Biz neredeyse bilmeden, hissetmeden annemiz severiz, çünkü o yaşamak kadar doğaldır.

I was not feeling very hungry. - Çok aç hissetmiyordum.

hisset
{f} sensing

Sensing danger, he ran away. - Tehlikeyi hissetti, kaçtı.

hisset
{f} feel

Feeling tired after his walk in the country, he took a nap. - Kırsaldaki yürüyüşünden sonra yorgun hissettiği için şekerleme yaptı.

We love our mother almost without knowing it, without feeling it, as it is as natural as to live. - Biz neredeyse bilmeden, hissetmeden annemiz severiz, çünkü o yaşamak kadar doğaldır.

iyi hissediyorum
I feel good
baygınlık hissediyorum
I feel faint
baş dönmesi hissediyorum
I feel dizzy
daha iyi hissediyorum
I feel a little better
hasta hissediyorum
I feel ill
kendimi garip hissediyorum
I feel out of sorts
mide bulantı hissediyorum
I feel nauseous
rahatsız hissediyorum
I feel sick
üzgün hissediyorum
I feel blue
Turkish - Turkish

Definition of hissediyorum in Turkish Turkish dictionary

HİSSET
(Osmanlı Dönemi) Cimrilik. Bahillik. Tamahkârlık
HİSSET
(Osmanlı Dönemi) Alçaklık
hisset
Cimrilik, pintilik
hisset
Cimri
hissediyorum
Favorites