Zaman zaman, ona güvenemiyorum.
- At times, I can't trust him.
Zaman zaman can sıkıcı baş ağrısı çekti.
- At times, he suffered from a painful headache.
Ben, zaman zaman onunla kulüpte karşılaşırım.
- I meet him at the club from time to time.
Zaman zaman çocuklara bakmalısın.
- You should look after the children from time to time.
Bazen onu anlayamıyorum.
- At times I can't understand him.
Hoşuma gittiğin kadar, bazen su katılmamış bir pislik olabildiğini de düşünüyorum.
- As much as I like you, I think you can be a total jerk at times.
Robert ara sıra beni ziyarete gelir.
- Robert comes to visit me every now and then.
O, ara sıra annesine yazar.
- He writes to his mother every now and then.
Ara sıra oğlum beni ziyarete geliyordu.
- My son came to see me from time to time.
Amcam ara sıra beni görmeye gelir.
- My uncle comes to see me from time to time.
Tom bazen bana hâlâ yazıyor.
- Tom still writes to me from time to time.
Hâlâ seni bazen düşünüyorum.
- I still think about you from time to time.