high on

listen to the pronunciation of high on
English - Turkish
yüksek

O benim öncelikler listemde yüksek değil. - That is not high on my list of priorities.

Ailemin evi birinin oradan doğuda dağları ve kuzeyde okyanusu görebileceği yüksek bir tepede yer almaktadır. - My parents' house is located high on a hill from which one can see the mountains in the east and the ocean in the north.

English - English
Enthusiastically in approval or support of
high on
Favorites