O, bir tezgahtar olduğu gerçeğini gizlemişti.
- She concealed the fact that she used to be a salesgirl.
Tom hapiste olduğu gerçeğini gizledi.
- Tom concealed the fact that he had been in prison.
Tom gizlenmiş bir silah taşıyordu.
- Tom was carrying a concealed weapon.