hi̇sset

listen to the pronunciation of hi̇sset
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) Cimrilik. Bahillik. Tamahkârlık
(Osmanlı Dönemi) Alçaklık
hisset
Cimrilik, pintilik
hisset
Cimri
Turkish - English

Definition of hi̇sset in Turkish English dictionary

hisset
{f} felt

I felt an uncomfortable tightness in my chest. - Göğsümde tatsız bir daralma hissettim.

She felt uneasy when the children did not come home. - Çocuklar eve gelmediği zaman huzursuz hissetti.

hisset
{f} feeling

I'm not feeling too well. - Ben çok iyi hissetmiyorum.

Feeling tired after his walk in the country, he took a nap. - Kırsaldaki yürüyüşünden sonra yorgun hissettiği için şekerleme yaptı.

hisset
{f} sensing

Sensing danger, he ran away. - Tehlikeyi hissetti, kaçtı.

hisset
{f} feel

I find it necessary to be able to say what I feel. - Ne hissettiğimi söyleyebilmeyi gerekli buluyorum.

Feeling tired after his walk in the country, he took a nap. - Kırsaldaki yürüyüşünden sonra yorgun hissettiği için şekerleme yaptı.

kendini evinde hisset
Make yourself feel at home