Turkish - English
Definition of heyet in Turkish English dictionary
- (Hukuk) committee
A committee of congressmen has arrived.
-Bir kongre heyeti geldi.
The committee members are all present.
-Heyet üyelerinin hepsi mevcut.
- board
- (Politika, Siyaset) organ
- retinue
- college
- posse
- obs. astronomy
- deputation
- committee; delegation; board
- mission
The government asked the army to send a disaster relief mission to Okinawa.
-Hükümet ordunun Okinawa'ya bir afet yardımı heyeti göndermesini istedi.
The cabinet asked the army to send a disaster relief mission to Okinawa.
-Kabine ordudan Okinawa'ya bir afet yardımı heyeti göndermesini istedi.
- commission
- corps
- committee, commission, board, corps
- panel
- group
- coterie
- body
- organ (unit)
- heyet-i temsiliye
- representative committee
- heyet başkanı
- (Askeri) head of delegation
- heyet müzakeresi
- (Politika, Siyaset) group discussion
- heyet toplantısı
- committee meeting
- heyet-i mebusan
- (Politika, Siyaset) the chamber of deputies
- heyet-i vükela
- (Politika, Siyaset) the council of ministers
- umumi heyet
- (Ticaret) board of directors
- umumi heyet
- general assembly
- umumi heyet
- (Ticaret) management
- askeri heyet
- military mission
- beş kişilik heyet
- (Hukuk) a five man delegation
- murahhas heyet
- official delegation, official committee
- üst düzey heyet
- (Hukuk) high-level delegation
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of heyet in Turkish Turkish dictionary
- Kurul
- (Osmanlı Dönemi) birlik teşkil eden şahıs veya hepsinin tamamı; cemiyet, topluluk
- Biçim, kılık, dış görünüş
- Kurul: "Heyetin oturduğu büyük odanın her tarafına Uşak halıları örtmüşlerdi."- H. E. Adıvar
- Astronomi
- (Osmanlı Dönemi) ŞARE
- (Osmanlı Dönemi) ŞURE
- (Osmanlı Dönemi) SEHNA'
- (Osmanlı Dönemi) ŞEVAR
- (Osmanlı Dönemi) SEBİR
- (Osmanlı Dönemi) SEHANE
- umumi heyet
- Genel kurul