heyecanlı heyecanlı

listen to the pronunciation of heyecanlı heyecanlı
Turkish - English

Definition of heyecanlı heyecanlı in Turkish English dictionary

heyecanlı
excited

Linda was wildly excited to learn that her aunt Nancy was coming to visit her. - Linda teyzesi Nancy'nin onu ziyaret etmek için geldiğini öğrendiği için aşırı heyecanlıydı.

I'm too excited to eat anything. - Bir şey yiyemeyecek kadar çok heyecanlıyım.

heyecanlı
exciting

He has written a number of exciting detective stories. - O, bir dizi heyecanlı dedektif hikâyesi yazdı.

He was young and exciting. - Genç ve heyecanlıydı.

heyecanlı hikâye
thriller
heyecanlı
happy

Tom seems to be happy and excited. - Tom mutlu ve heyecanlı görünüyor.

I'm very excited and happy. - Çok heyecanlı ve mutluyum.

heyecanlı
exciting; (something) which excites; marked by excitement
heyecanlı film
thriller
heyecanlı kitap
thriller
heyecanlı oyun
thriller
heyecanlı
lyrical
heyecanlı
delirious
heyecanlı
zealous
heyecanlı
vibrant
heyecanlı
tiptoe
heyecanlı
jumpy
heyecanlı
ardent
heyecanlı
in a flutter
heyecanlı
tremulous
heyecanlı
hecticical
heyecanlı
emotionalistic
heyecanlı
impassion
heyecanlı
hectical
heyecanlı
stormy
heyecanlı
zest
heyecanlı
uptight
heyecanlı
stirring
heyecanlı
(Pisikoloji, Ruhbilim) emotive
heyecanlı
atwitter
heyecanlı
sensational
heyecanlı
exercised
heyecanlı
action-packed
heyecanlı
nervous

Tom is nervous and excited. - Tom sinirli ve heyecanlı.

I'm nervous and excited. - Ben kaygılı ve heyecanlıyım.

heyecanlı
alive

What an exciting time to be alive. - Hayatta kalmak için ne heyecanlı bir zaman.

heyecanlı
timid
heyecanlı
wrought-up
heyecanlı
exercise
heyecanlı
redhot
heyecanlı
warm
heyecanlı
effusive
heyecanlı
thrilling

In the most thrilling moment, everyone looked very tense. - En heyecanlı anda herkes çok gergin görünüyordu.

heyecanlı
passionate
heyecanlı
breathtaking
heyecanlı bir halde
warmly
heyecanlı olmak
be worked up
en heyecanlı yeri
thick
en heyecanlı yerinde
in the thick of it
fazla heyecanlı
overstrung
heyecanlı
gone
heyecanlı
heated
heyecanlı
crazed
heyecanlı
excited; agitated; emotional
heyecanlı
hot
heyecanlı
glowing
heyecanlı
aglow
heyecanlı
emotional
heyecanlı
inspired
heyecanlı
dramatic
heyecanlı
impassioned
heyecanlı
excitable; emotional
heyecanlı
hectic

It was a little hectic. - O biraz heyecanlıydı.

That week in Boston was pretty hectic. - Boston'daki o hafta oldukça heyecanlıydı.

heyecanlı
rhapsodical
heyecanlı
febrile
heyecanlı
feverish

You're still feverish. - Sen hâlâ heyecanlısın.

heyecanlı
excitable
heyecanlı
spirited
heyecanlı
in a lather
heyecanlı
suspenseful, full of suspense; thrilling
heyecanlı
agog
heyecanlı
declamatory
heyecanlı
het up
heyecanlı
excitable; excited; exciting, thrilling, stirring
heyecanlı
agitated

I feel tense and agitated when I have too much work to do. - Yapacak çok işim olduğu zaman gergin ve heyecanlı hissediyorum.

Tom is looking a bit agitated. - Tom biraz heyecanlı görünüyor.

heyecanlı
astir
heyecanlı
nail biting
heyecanlı
gripping
heyecanlı
rhapsodic
heyecanlı bir bekleyiş
under dog
heyecanlı bir biçimde
frenetically
heyecanlı bir şekilde
inspiredly
heyecanlı bir şekilde
rhapsodically
heyecanlı bir şekilde
excitingly
heyecanlı bir şekilde
burbly
heyecanlı bir şekilde
hecticly
heyecanlı bir şekilde
emotionally
heyecanlı bitiş
grandstand finish
heyecanlı depresyon
(Pisikoloji, Ruhbilim) agitated depression
heyecanlı dizi
(Televizyon) cliff-hanger
heyecanlı dizi
(Televizyon) cliffhanger
heyecanlı dizi film
(Televizyon) cliffhanger
heyecanlı dizi film
(Televizyon) cliff-hanger
heyecanlı hikâye
shocker
heyecanlı kalabalık
exited crowd
heyecanlı kimse
emotionalist
heyecanlı konuşma
declamation
heyecanlı konuşma yapmak
declaim
heyecanlı konuşmacı
rhapsodist
heyecanlı konuşmacı
tub-thumper
heyecanlı kılmak
sensationalize
heyecanlı olarak
hectically
heyecanlı olay
rouser
heyecanlı olaylar dizisi
drama
heyecanlı resimli roman
(Televizyon) cliff-hanger
heyecanlı roman
shocker
heyecanlı ucuz roman
dime novel
heyecanlı varış
cliffhanger
yükseklere çıkıp birden inen heyecanlı tren
roller coaster
zihni bulanık-heyecanlı
(Pisikoloji, Ruhbilim) confused-agitate
Turkish - Turkish

Definition of heyecanlı heyecanlı in Turkish Turkish dictionary

heyecanlı
Heyecanla yapılan
heyecanlı
Heyecanla yapılan: "Politikacıların gürültülü, heyecanlı tartışmalarından nefret ederdi."- H. Taner
heyecanlı
Heyecan veren
heyecanlı
Çabuk, kolay heyecanlanan (kimse), müteheyyiç
heyecanlı heyecanlı
Favorites