heyecan verici

listen to the pronunciation of heyecan verici
Turkish - English
exciting

The election campaign of 1880 was not exciting. - 1880 yılının seçim kampanyası heyecan verici değildi.

The space race was an exciting time in history. - Uzay yarışı tarihte heyecan verici bir dönemdi.

rousing
exiting
unsettling
stirring
orgiastic
thrilling

Riding a horse is really thrilling. - Bir ata binmek gerçekten heyecan verici.

It was quite thrilling. - O oldukça heyecan vericiydi.

sensational

The news was sensational. - Haber heyecan vericiydi.

That was a respectable performance, but it definitely wasn't sensational. - Bu saygın bir performans oldu, ama kesinlikle heyecan verici değildi.

electric
pathetic
excıtıng
melodramatic
heyecan verici şey
sensation
heyecan verici olay
excitement
heyecan verici bir biçimde
rousingly
heyecan verici bir hale sokmak
sensationalize
heyecan verici bir şekilde
breathtakingly
heyecan verici ortam
(Argo) buzzy
heyecan verici şey
thrill
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) müheyyiç
heyecan verici
Favorites