hesabı

listen to the pronunciation of hesabı
Turkish - English
(Bilgisayar) lockout after
hesap
account

I'd like to open an account. - Bir hesap açmak istiyorum.

Here's my account number. - İşte benim hesap numaram.

hesap
calculation

Tom did a quick calculation in his head. - Tom kafasında hızlı bir hesaplama yaptı.

He made a complete financial record on his computer, basing his calculations on countless receipts and bank records. - O, sayısız makbuz ve banka kayıtlarıyla ilgili yaptığı hesaplamalara dayandırarak, bilgisayarında tam bir mali kayıt yaptı.

hesabı ödemek
square up
hesabı alabilirmiyim
check please
hesabı alabilir miyim lütfen
Could I have the bill please
hesabı bölelim
Let's split the bill
hesabı görebilir miyim
Could I see the bill
hesabı istemek
to ask for the bill/account
hesabı iyi olmak
to be good at figures
hesabı iyi olmak
be a good calculator
hesabı iyi olmak
be good at sums
hesabı kapatmak
balance an account
hesabı kapatmak
to pay one's debt
hesabı kapatmak
close an account
hesabı kesmek
get square with
hesabı kötü olmak
be bad at one's sums
hesabı o ödeyecek
He will pay the bill
hesabı sorulmak
account for smth
hesabı verilme
rendering of account
hesabı ödemek
to foot the bill, to square up
hesabı ödemek
foot the bill
hesabı ödemek istiyorum
I'd like to pay
hesabı şimdi ödemek istiyorum lütfen
I'd like to pay now please
hesap
{i} estimate

Isaac Newton was the first person to estimate the mass of the Sun. - İsaac Newton, Güneş'in kütlesini ilk hesaplayan kişiydi.

hesap
score
banka hesabı
bank account

Tom has a bank account in the Cayman Islands. - Tom'un Cayman Adaları bir banka hesabı var.

I'll open a bank account. - Banka hesabı açacağım.

hesap
count

Abacuses are counting devices. - Abaküsler hesaplama aracıdır.

He made a complete financial record on his computer, basing his calculations on countless receipts and bank records. - O, sayısız makbuz ve banka kayıtlarıyla ilgili yaptığı hesaplamalara dayandırarak, bilgisayarında tam bir mali kayıt yaptı.

hesap
bill

The bill added up to three thousand dollars. - Hesap üç bin dolar tuttu.

The bill must be paid today. - Hesap bugün ödenmelidir.

hesap
computation
hesap
bill, check, tab (in a restaurant, bar, etc.)
hesap
sum
hesap
statement

Statements will be mailed every quarter. - Hesap özetleri her üç ayda bir gönderilecektir.

hesap
sums
hesap
debt
sermaye hesabı
capital account
çek hesabı
checking account
borç hesabı
(Ticaret) payable accounts
borç hesabı
(Askeri) payable
cari işlemler hesabı
(Ticaret) current account
gelir hesabı
(Ticaret) income account
hesap
accounts

I've opened many Facebook and Twitter accounts since 2008. I now have six Facebook accounts and fifteen Twitter accounts. - 2008'den beri bir sürü Facebook ve Twitter hesapları açtım. Şimdi altı Facebook hesabım ve on beş Twitter hesabım var.

Tom cleaned out his bank accounts and disappeared. - Tom banka hesaplarını boşaltıp ortadan kayboldu.

hesap
check

Have you checked your calculations? - Hesapları kontrol ettin mi?

We'd like separate checks, please. - Ayrı hesaplar istiyoruz, lütfen.

hesap
(Ticaret) facility
hesap
(Bilgisayar) calc

To calculate the volume, multiply the length by the width by the depth. - Hacimi hesaplamak için uzunluğu genişlikle ve derinlikle çarp.

The calculator on the table is mine. - Masanın üstündeki hesap makinesi benim.

hesap
recital
hesap
(Ticaret) balance

What's my bank balance this month? - Bu ay benim hesap bakiyem nedir?

I'd like to find out my bank balance. - Banka hesap bakiyemi öğrenmek istiyorum.

hesap
tally
hesap
cipher
hesap
calculate

Tom calculated that he had given Mary over 34,000 dollars in the past six months. - Tom Mary'ye geçen altı ay içinde 34,000 dolardan daha fazla verdiğini hesapladı.

To calculate the capacity, multiply the length by the width by the depth. - Kapasiteyi hesaplamak için, uzunluğu genişlikle derinlikle çarpın.

ihracat hesabı
(Ticaret) export account
internet hesabı
(Bilgisayar) internet account
kredi hesabı
credit account
kredili mevduat hesabı
(Ticaret) overdraft account
kripto hesabı
(Askeri) crypto account
maliyet hesabı
(Askeri) cost accounting
maliyet hesabı
(Ticaret) cost calculation
mevduat hesabı
(Ticaret) drawing account
mevduat hesabı
(Ticaret) bank deposit
posta hesabı
(Bilgisayar) mail account
proje hesabı
(Askeri) project account
sonsuz küçükler hesabı
(Matematik) infinitesimal calculus
stok hesabı
(Askeri,Ticaret) stock account
tasarruf hesabı
(Ticaret) savings-account
tasarruf hesabı
(Ticaret) saving account
çek hesabı
check account
hesap
calculus
hesap
tab

The calculator on the table is mine. - Masadaki hesap makinesi benim.

Döviz Tevdiat Hesabı
(Finans) Foreign Exchange Deposit Account
Kredili Mevduat Hesabı
(Finans) Overdraft Deposit Account
güvence hesabı
Guarantee fund
hesap
accountable to
mevduat hesabı
(Ekonomi) Deposit account
acenta hesabı
(Ticaret) agent's account
aktarma hesabı
(Ticaret) internal transfer account
aktarma hesabı
(Ticaret) internal transfer-account
alacak hesabı
accounts receivable
alacaklılar hesabı
accounts payable
amortisman hesabı
(Ticaret) depreciation accounting
antrepo hesabı
(Ticaret) store accounting
artık hesabı
(Ticaret) surplus account
banka hesabı
banking account
banka hesabı
account

May we know your bank account? - Banka hesabını bilmemizde bir sakınca var mı?

There is a shortage of money in Brian's wallet and bank account. - Brian'ın cüzdan ve banka hesabında az para var.

banka hesabı açmak
to open a bank account
bireysel emeklilik hesabı
(Sigorta,Ticaret) individual pension account
bloke edilmiş mevduat hesabı
(Kanun) barred deposit
borç hesabı
accounts payable
borçlular hesabı
accounts receiveble
cebir hesabı
algebraic calculus
cevher rezervlerinin hesabı
calculation of ore reserves
dahili banka hesabı
(Ticaret) internal bank account
defteri kebir hesabı
(Ticaret) ledger account
defteri kebir kontrol hesabı
(Ticaret) master control account
denkleştirme hesabı
offset account
depo hesabı
warehouse account
döviz hesabı
currency account
ebced hesabı calculation of a date or other number
by adding up the numerical values of Arabic letters used to indicate words in a piece of writing
emanet hesabı
deposit account
emanet mal hesabı
(Ticaret) consignment account
faaliyet hesabı
(Hukuk) operating accounts
faiz hesabı
(Ticaret) interest account
faiz hesabı
(Ticaret) computation of the interests
faiz hesabı interest-bearing
(bank) account
frekans hesabı
(Askeri) frequency count
frekans hesabı
(Askeri) frequency distribution
gerilme hesabı
stress computation
gider hesabı
expense account
guest hesabı
(Bilgisayar) guest account
görülecek bir hesabı olmak
to have a bone to pick with sb
güven hesabı
trust account
hacim hesabı
(Matematik) cubage
haddi hesabı olmayan
unnamable
haddi hesabı olmayan
incalculable
haddi hesabı yok
innumerable
hadi hesabı olmamak
to be boundless, be innumerable, be innumerous
hesap
calculation, computation
hesap
arithmetic
hesap
(Hukuk) account, bill
hesap
settling
hesap
plan, expectation
hesap
calculating

Tom didn't want to waste any more time calculating how much time had been wasted. - Tom ne kadar zamanın boşa harcandığını hesaplamada daha fazla zamanı boşa harcamak istemedi.

Primitive calculating machines existed long before computers were developed. - İlkel hesap makineleri, bilgisayarlar geliştirilmeden uzun zaman önce vardı.

hesap
account, financial record
hesap
reckoning
hesap
calculation, calculus, computation; account; bill, check; estimate; arithmetic
hesap
counting

Abacuses are counting devices. - Abaküsler hesaplama aracıdır.

Tom was counting on Mary to help him get ready for the party. - Tom Mary'nin, parti hazırlığı için ona yardım edeceğini hesaplamıştı.

hesap
account, money owed or on deposit
hisse senedi hesabı
(Ticaret) share account
hisse senedi hesabı
(Ticaret) shares account
hisse senedi hesabı
(Ticaret) security account
hizmet hesabı
service account
http hesabı
(Bilgisayar) http account
iade hesabı
(Ticaret) account of return
iade hesabı
(Ticaret) reimbursement account
iade hesabı
(Ticaret) account of re-exchange
iade veya tazminat hesabı
(Ticaret) reimbursement account
idare hesabı
(Ticaret) management account
idare hesabı
(Ticaret) administration account
ihtimal hesabı
(Matematik) calculus of probabilities
ihtimal hesabı
probability calculus
ihtimal hesabı
calculus of probability
imalat hesabı
(Ticaret) manufacturing account
integral hesabı
integral calculus
istatistik farklar hesabı
(Ticaret) net errors and omissions
kamyon hesabı sevkiyat
(Askeri) truckload shipment
kar zarar hesabı
(Hukuk) profit and loss account
kasa hesabı
(Ticaret) impersonal account
kasa hesabı
cash account
komisyon hesabı
(Ticaret) brokerage account
komisyoncu hesabı
(Ticaret) long account
konum hesabı
reckoning
kredi kartı hesabı
charging to account
kredi kartı hesabı
charge account
kredili satış hesabı
(Ticaret) open account
kâr ve zarar hesabı
profit and loss account
limitli depo hesabı
(Askeri) limited depository account
masraf hesabı
(Ticaret) charge note
masraf hesabı
(Ticaret) bill of charges
masraf hesabı
expense account
masraf hesabı
(Ticaret) account of charges
merkez hesabı
(Ticaret) home office account
mevduat hesabı açmak
(Ticaret) open a deposit account
mil hesabı ile ücret
milage
mil hesabı ücret
mileage
muhtelif şahıs hesabı
(Ticaret) sundry persons account
mübayaa hesabı
purchase account
nakit alacak hesabı
(Ticaret) cash receivables
nakit hesabı
cash account
nakliye gideri hesabı
(Ticaret) freight account
navlun gideri hesabı
(Ticaret) freight account
nostro hesabı
(Ticaret) nostro account
okul masraf hesabı
(oxford) battels
olasılık hesabı
probability calculus
ordu avans hesabı
(Askeri) army account of advances
parakete hesabı hatası
(Askeri) dead reckoning error
parekete hesabı
dead reckoning
parmak hesabı
counting on the fingers
parmak hesabı
1. (doing arithmetic by) counting on one's fingers. 2. metrical system based on a count of syllables
pop hesabı
(Bilgisayar) pop account
posta çeki hesabı
giro account
prim hesabı
(Ticaret) account of premiums
satın alma hesabı
purchase account
satış hesabı
sales account
sermaye hesabı
(Ticaret) share account
sigorta hesabı
(Sigorta) underwriting account
sigorta hesabı
(Sigorta) insurance account
sistem hesabı
system account
sonsuzküçükler hesabı
infinitesimal calculus
sonuç hesabı
(Ticaret) nominal account
stok kayıt hesabı
(Askeri) stock record account
subay maaş hesabı kartı
(Askeri) officer's pay data card
sızıntı hesabı
seepage computation
tahsilat ve ödemeler hesabı
(Ticaret) receipts and payment account
tarih hesabı
era
tasarruf hesabı
savings account
tasarruf hesabı
banking savings account
teminat hesabı
time deposit account
veresiye hesabı
charging to account
veresiye hesabı
(Ticaret) open account
vezne hesabı
(Ticaret) cash account
windows hesabı
(Bilgisayar) windows account
yatırım hesabı
savings account
yazının baskı büyüklüğü hesabı
cast off
yönetici hesabı
(Bilgisayar) administrator account
zihin hesabı
mental calculus
zihin hesabı
mental arithmetic, mental calculation
çek hesabı
cheque account
çömlek hesabı
1. crude and untrustworthy calculation. 2. crude piece of work
çıkar hesabı
calculation
ölçü hesabı
(Ticaret) measurement account
Turkish - Turkish

Definition of hesabı in Turkish Turkish dictionary

EBCED HESABI
(Osmanlı Dönemi) Ebced harf tertibinde görüldüğü gibi, Kur'ân-ı Kerim daha nâzil olmadan harflere rakam değeri verilerek tarih yazılır ve hâdiseler kaydedilirdi. Bundan böyle Arab, Fars ve Türk Ebediyatında hâdiselerin tarihleri Ebced hesâbı ile yazılırdı. Birçok muharebe, zafer, büyüklerin doğum ve ölümü, yüksek mevkilere geçiş, câmi, köprü, çeşme yapılış ve açılış tarihleri bu hesaba uyularak mısralarla ifade edilirdi. İşte bu ebcede göre harflere sayı değerleri verilerek kuvve-i kudsiye sâhibi ve büyük evliya ve allâmel EBCEL
ebcet hesabı
Ebcet düzeninden yararlanarak bir kelimeyi rakama çevirme veya kelimelerle ve genellikle eski şairlerin yaptığı gibi, mısralarla önemli bir olayın tarihini gösterme yöntemi
hesap
Oranlama, tahmin: "Evdeki hesap çarşıya uymaz."- Atasözü
hesap
Bir girişimin, bir işin başarıya ulaşması için alınan önlemlerin bütünü
hesap
"Tutum", "durum" veya "anlayış" anlamına gelir
hesap
Alacaklı veya borçlu olma durumu: "Al eline kalemi, şu benim hesapları görüver."- S. F. Abasıyanık. Ödenecek ücretin dökümünü ve tutarını gösteren kâğıt, hesap pusulası, adisyon
hesap
Matematiksel işlem
hesap
Tutum, durum, anlayış
hesap
Ödenecek ücretin dökümünü ve tutarını gösteren kâğıt, hesap pusulası, adisyon
hesap
Oranlama, tahmin
hesap
Bankadaki işlemlerin yapılabilmesi için kişi, kurum ve kuruluşlar adına düzenlenen çizelge
hesap
Aritmetik
hesap
Alacaklı veya borçlu olma durumu
hesap
Bir girişimin, bir işin başarıya ulaşması için alınan önlemlerin bütünü: "Harbe nasıl, niçin ve ne hesapla girmiştik?."- F. R. Atay
ihtimaliyet hesabı
bakınız: ihtimaller hesabı
ihtimaller hesabı
Olasılık hesabı
olasılık hesabı
Bir olayın gerçekleşmesi şanslarının yüzdesini bulmaya yarayan kuralları inceleyen matematik dalı, ihtimaller hesabı
parmak hesabı
Hece ölçüsü
parmak hesabı
Parmakları kullanarak yapılan hesap
zihin hesabı
Matematik işlemlerinin doğrudan doğruya akıldan yapıldığı hesap
çömlek hesabı
Basit ve güvenilmez hesap
English - Turkish

Definition of hesabı in English Turkish dictionary

vadeli mevduat hesabı
Term deposit account
hesabı
Favorites