O kendini daha uzun göstermek için yüksek topuklu ayakkabılar giyiyor.
- She wears high heels to make herself look taller.
O yalnızken kendini her zaman müzikle rahatlattı.
- She always comforted herself with music when she was lonely.
O, hastaneye götürüldüğünde kendine geldi.
- She came to herself when she was taken to the hospital.
Bizzat gitmesi gerekli.
- It's necessary for her to go herself.
Oraya bizzat gitmesine gerek yok.
- She doesn't need to go there herself.
Kendisine HAYIR dedi. Yüksek sesle EVET dedi.
- She said NO to herself. She said YES aloud.
Ben, o kızın kendisine yeni bir görünüm vermek için saçını kestiğini düşünüyorum.
- I think that girl cut her hair to give herself a new look.
O kendi kendine mırıldanıyor.
- She is muttering to herself.
Emi kendine yeni bir elbise ısmarladı.
- Emi ordered herself a new dress.
Maria kendi kendine, çok şanslıyım dedi.
- Maria said to herself, I am very lucky.
O kendi kendine mırıldanıyor.
- She is muttering to herself.
Mary dün kendini incitti.
- Mary hurt herself yesterday.
Dans ederken kendini incitti.
- She injured herself while dancing.
Kısa sürede kendini köy hayatına alıştırdı.
- She soon adjusted herself to village life.
O kendini daha uzun göstermek için yüksek topuklu ayakkabılar giyiyor.
- She wears high heels to make herself look taller.
Kendinden bahsetmeyi severdi.
- She liked talking about herself.
O sevinçten kendinden geçmişti.
- She was beside herself with joy.
Tom, Mary'ye valizini taşımayı teklif etti ama Mary, valizi kendisinin taşımak istediğini söyledi.
- Tom offered to carry Mary's suitcase, but she told him she wanted to carry it herself.
Kendisini ateşle ısıttı.
- She warmed herself by the fire.
Kendisine büyük odayı aldı.
- She had the large room to herself.
Tom, Mary'ye kendisine daha iyi bakmasını tavsiye etti.
- Tom advised Mary to take better care of herself.
Ona söylemedim. O kendi kendine öğrendi.
- I didn't tell her. She found out by herself.
What's herself up to this time?.
She injured herself.
She was injured herself.
... She's a family tree unto herself. ...
... that my daughter has an interest in herself, that I have an interest in her, that my wife ...