He is richer than anyone else in this town.
- O bu şehirdeki başka herkesten daha zengindir.
He did the work better than anyone else.
- İşi herkesten daha iyi yaptı.
I haven't seen anyone else here besides you and me.
She is loved by everyone.
- O herkes tarafından sevilir.
Everyone has the right to form and to join trade unions for the protection of his interests.
- Herkesin menfaatlerinin korunması için sendikalar kurmaya ve bunlara katılmaya hakkı vardır.
Everybody knew that she was being pushy.
- Onun saldırgan olduğunu herkes biliyordu.
Everybody's waiting for you.
- Herkes seni bekliyor.
They all laughed at his error.
- Herkes onun hatasına güldü.
That dispute has been settled once and for all.
- O tartışma bir zamanlar karara bağlandı ve herkes için.
She accepts criticism from anyone but her parents.
- O, anne ve babası dışında herkesten eleştiri kabul eder.
Anyone can do it if they try.
- Bunu herkes yapabilir, denedikleri sürece.
I just want everybody to like each other.
- Ben sadece herkesin birbirini sevmesini istiyorum.
Everybody in the room knew each other.
- Odadaki herkes birbirini tanıyordu.
His parents helped whoever asked for their help.
- Onun ebeveynleri yardımlarını isteyen herkese yardım etti.
You may invite whoever wants to come.
- Gelmek isteyen herkesi davet edebilirsin.
I am as light as a feather, I am as happy as an angel, I am as merry as a school-boy. I am as giddy as a drunken man. A merry Christmas to everybody! A happy New Year to all the world.
- Ben tüy kadar hafifim, bir melek kadar mutluyum, bir okul çocuğu kadar neşeliyim. Sarhoş bir adam kadar sersemim. Mutlu bir Noel herkese! Tüm dünyaya mutlu bir yılbaşı.
A merry Christmas to everybody! A happy New Year to all the world!
- Mutlu Noeller herkese! Tüm dünyaya mutlu bir yılbaşı!
Thank you one and all.
- Herkese teşekkür ederim.
Everyone is a moon, and has a dark side which he never shows to anybody.
- Herkes bir aydır, ve herhangi birine asla göstermeyeceği karanlık bir tarafı vardır.
Anybody and everybody wants to go abroad.
- Herhangi biri ve herkes yurtdışına gitmek ister.
Everyone else waited.
- Başka herkes bekledi.
Why don't you hang around a while after everyone else leaves so we can talk?
- Herkes gittikten sonra biz konuşabilelim diye neden bir süre oyalan mıyorsun?
If labor pains would hurt so much as people say, everyone would only have one child!
- Eğer doğum sancıları insanların dediği kadar acı verseydi, herkesin sadece bir çocuğu olurdu.
Everybody is supposed to know the law, but few people really do.
- Herkesin hukuku bilmesi gerekiyor ama birkaç kişi gerçekten biliyor.
Everybody knows that he is the last man to break his promise.
- Herkes onun sözünden dönecek son adam olduğunu bilir.
Christopher Columbus, as everyone knows, is honored by posterity because he was the last to discover America.
- Herkesin bildiği gibi Christopher Columbus, Amerika'yı en son keşfeden olduğu için sonraki kuşaklar tarafından onurlandırıldı.