You may choose whichever book you want to read.
- Okumak istediğiniz herhangi bir kitabı seçebilirsiniz.
Take whichever you like.
- Hoşlandığın herhangi birini al.
You have nothing whatever to be embarrassed about.
- Hakkında mahcup olacağın herhangi bir şey yok.
You may have whatever book you want to read.
- Okumak istediğin herhangi bir kitabı alabilirsin.
You are under no obligation whatsoever to share this information.
- Bu bilgiyi paylaşmak için herhangi bir zorunluluk altında değilsin.
Sami had no education whatsoever.
- Sami'nin herhangi bir eğitimi yoktu.
Do you have any condoms?
- Herhangi bir prezervatifin var mı?
If you divide any number by zero, the result is undefined.
- Eğer herhangi bir sayıyı sıfıra bölerseniz, sonuç tanımsızdır.
Tom certainly works as hard as anyone else on his team.
- Tom kesinlikle takımındaki herhangi biri kadar çok çalışıyor.
I'm not certain about anything.
- Herhangi bir şey hakkında emin değilim.
Well, yes, but I don't want anyone to know.
- Pekala, evet, fakat herhangi birinin bilmesini istemiyorum.
Never have I heard anyone say a thing like that.
- Herhangi birinin öyle bir şey söylediğini asla duymadım.
Can you see anything in there?
- Orada herhangi bir şey görebiliyor musun?
I am not frightened of anything.
- Herhangi bir şeyden korkmam.
I have Tom's address somewhere.
- Herhangi bir yerde Tom'un adresine sahibim.
Anyone can participate.
- Herhangi biri katılabilir.
Never have I heard anyone say a thing like that.
- Herhangi birinin öyle bir şey söylediğini asla duymadım.
Tom asked if anybody knew anything about Mary.
- Tom herhangi birinin Mary hakkında bir şey bilip bilmediğini sordu.
Tom didn't shoot anybody.
- Tom herhangi birine ateş etmedi.
You don't marry someone you can live with — you marry the person whom you cannot live without.
- Sen yaşayabileceğin herhangi biriyle evlenme - sen onsuz yaşayamayacağın kişiyle evlen.
I have Tom's address somewhere.
- Herhangi bir yerde Tom'un adresine sahibim.
I've kept a blog before. I didn't really have a set theme; I just blogged about whatever happened that day.
- Ben daha önce bir blog tuttum. Gerçekten belirli bir konum yoktu; Sadece o gün olan herhangi bir şeyi blogladım.
You have nothing whatever to worry about.
- Hakkında endişe edeceğin herhangi bir şey yok.
Sami had no education whatsoever.
- Sami'nin herhangi bir eğitimi yoktu.
I have no interest whatsoever in eating English food.
- Herhangi bir İngiliz yemeğini yemeğe ilgim yok.
You may take either of the two books.
- İki kitaptan herhangi birini alabilirsin.
You may take either of the glasses.
- Bardaklardan herhangi birini alabilirsin.
Take either of the apples.
- Elmaların herhangi birini al.
I didn't see either boy.
- Çocuklardan herhangi birini görmedim.
Any one of us could suffer from malnutrition without knowing it!
- Herhangi birimiz bunu bilmeden yetersiz beslenmeye maruz kalabilir!
Any one of us could suffer from malnutrition without being aware of it!
- Herhangi birimiz bunun farkında olmadan yetersiz beslenmeye maruz kalabilir!
You may choose whichever you like.
- Hoşlandığın herhangi birini seçebilirsin.
Take whichever you want.
- İstediğiniz herhangi birisini alın.
If you divide any number by zero, the result is undefined.
- Eğer herhangi bir sayıyı sıfıra bölerseniz, sonuç tanımsızdır.
Open an image and select an image layout. Click Open for opening an image. Click Quit for quitting the program. Image Layout feature allows you to view in any layout.
- Bir resim açın ve bir resim düzeni seçin. Bir resim açmak için Aça tıklatın. Programdan çıkmak için Çıkışı tıklatın. Resim Düzeni özelliği herhangi bir düzende göstermenize olanak tanır.
His daughter is eager to go with him anywhere.
- Kızı onunla birlikte herhangi bir yere gitmeye isteklidir.
Tom says he thinks he could live anywhere.
- Tom herhangi bir yerde yaşayabileceğini sandığını söylüyor.
Choose any one from among these.
- Bunların arasından herhangi birini seç.
Any one of us could do it.
- Bizden herhangi biri onu yapabilirdi.