Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

herbal therapy being immersed with a water based infusion or through osmosis

listen to the pronunciation of herbal therapy being immersed with a water based infusion or through osmosis
English - Turkish

Definition of herbal therapy being immersed with a water based infusion or through osmosis in English Turkish dictionary

bath
yıkanmak

O, yıkanmak için soyundu. - She undressed to take a bath.

Bazı erkek çocukları düzenli olarak yıkanmaktan hoşlanmazlar. - Some boys don't like to bathe regularly.

bath
(Denizbilim) yunacak
bath
(Denizbilim) yunacık
bath
yıkamak
bath
kaplıca

Japonya'da, eğer bir dövmen varsa, kaplıcaların birçoğunda yıkanmana izin verilmeyeceğini biliyor muydun? - Did you know that in Japan, if you have a tattoo, you won't be allowed to bathe in many of the hot spring resorts?

Kaplıcalar, Roma hamamlarıydı. - Thermae were Roman baths.

bath
banyo yapmak

Ben bir banyo yapmak istiyorum. - I want to take a bath.

İyi ve sıcak bir banyo yapmak gibisi yok. - There's nothing like a good hot bath.

bath
havuz

Bu ürünü küvet, lavabo, duş, yüzme havuzu ya da su ve rutubetin olduğu başka herhangi bir yerin yanında kullanmayınız. - Do not use this product near a bathtub, sink, shower, swimming pool, or anywhere else where water or moisture are present.

bath
{i} film banyosu. f., İng. yıkamak; yıkanmak
bath
(fiil) yıkamak, banyo yaptırmak, yıkanmak
bath
{i} banyo suyu
bath
küvet/ba
bath
banyosu

Temizlik personeli erkeklerin banyosunu temizliyor. - The cleaning staff is cleaning the men's bathroom.

Odanın bir banyosu var mı? - Does the room have a bath?

bath
bathroom banyo dairesi
bath
banyo su
bath
{i} yıkanma

Bazı erkek çocukları düzenli olarak yıkanmaktan hoşlanmazlar. - Some boys don't like to bathe regularly.

Denizde yıkanmak istiyorum. - I want to bathe in the sea.

bath
tuvalet

En yakın tuvaletin nerede olduğunu biliyor musun? - Do you know where the closest bathroom is?

Tuvalete gidebilir miyim? - May I go to the bathroom?

bath
{i} hamam

Biz hayvanat bahçesine gittik ve daha sonra bir Roma hamamını ve Güney Cumbria'daki bir Roma kalesini gördük. - We went to the zoo and then saw a Roman bath and a Roman fort in Southern Cumbria.

Yangın hamamda başladı. - The fire started in the bathhouse.

bath
bathtub banyo kuveti
English - English
bath
herbal therapy being immersed with a water based infusion or through osmosis

    Hyphenation

    herb·al the·ra·py be·ing im·mersed with a wa·ter based in·fu·sion or through os·mo·sis

    Turkish pronunciation

    hırbıl therıpi biîng îmırst wîdh ı wôtır beyst înfyujın ır thru ôzmōsîs

    Pronunciation

    /ˈhərbəl ˈᴛʜerəpē ˈbēəɴɢ əˈmərst wəᴛʜ ə ˈwôtər ˈbāst ənˈfyo͞oᴢʜən ər ˈᴛʜro͞o ˌôzˈmōsəs/ /ˈhɜrbəl ˈθɛrəpiː ˈbiːɪŋ ɪˈmɜrst wɪð ə ˈwɔːtɜr ˈbeɪst ɪnˈfjuːʒən ɜr ˈθruː ˌɔːzˈmoʊsɪs/
Favorites