her yerinde

listen to the pronunciation of her yerinde
Turkish - English
all over

Violence erupted all over the city because of the food shortages. - Yiyecek yokluğundan dolayı şehrin her yerinde şiddet patlak verdi.

We travelled all over the country. - Biz ülkenin her yerinde seyahat ettik.

everywhere else
all around
about
her yer
everywhere

You can't get lost in big cities; there are maps everywhere! - Büyük kentlerde kaybolmazsın, her yerde haritalar var!

These are on sale everywhere. - Bunlar her yerde satılıyor.

her yer
(deyim) up hill and down dale
her yer
anywhere

Tom can sleep anywhere. - Tom her yerde uyuyabilir.

That kind of thing can't be found just anywhere. - O tür şey her yerde bulunamaz.

her yer
everyplace
her yer
every place
her yer
all over

The branch offices of the bank are located all over Japan. - Bankanın şubeleri Japonya'nın her yerinde bulunmaktadır.

We travelled all over the country. - Biz ülkenin her yerinde seyahat ettik.

her yer
all around

There were flowers all around. - Her yerde çiçekler vardı.

He left his books all around the house. - O, kitaplarını evin her yerine bıraktı.

her yer
every place, everywhere
her yerinde
Favorites