The tickets are 1,000 yen each.
- Biletlerin her biri 1.000 yen.
She treated each of us to an ice cream.
- O, her birimize bir dondurma ikram etti.
He paid an eternal life for each one of us.
- O her birimize sonsuz yaşam için ödeme yaptı.
I know each one of you.
- Ben sizin her birinizi bilirim.
I use a three-ring binder for all my subjects instead of a notebook for each one.
- Her biri için bir dizüstü bilgisayar yerine bütün konularım için üç halkalı klasör kullanırım.
I am master of all the birds in the world, and have only to blow my whistle and every one will come to me.
- Ben dünyadaki tüm kuşların efendisiyim ve sadece düdüğüme üflemek zorundayım ve her biri bana gelecektir.
Every one of us is more or less interested in art.
- Her birimiz az çok sanatla ilgilenmektedir.
Every one of them went to see that movie.
- Onların her biri o filmi izlemeye gitti.
Every one of them went to see that movie.
- Onların her biri o filmi izlemeye gitti.
I gave them one thousand yen each.
- Onların her birine bin yen verdim.
The tickets cost 20 yen apiece.
- Biletlerin her biri 20 Yen.