her bir

listen to the pronunciation of her bir
Turkish - English
each

Each person paid one thousand dollars. - Her biri bin dolar ödedi.

The president appointed each man to the post. - Genel müdür her bir adamı görevine atadı.

every

Tom comes here every few days. - Tom her birkaç günde bir buraya gelir.

He comes here every few days. - O her birkaç günde buraya gelir.

each, every single
every, each
either

Do you know either of the two girls? - İki kızın her birini tanıyor musun?

any

I am not writing about myself. Any similarity is purely coincidental. - Kendim hakkında yazmıyorum. Her bir benzerlik tamamiyle tesadüftür.

her biri başka bir hava çalmak
for everyone (in a group) to behave and think differently from everyone else (in that group); for everyone to have a different opinion
her (bir)
every
her (bir)
each
herbir
each
herbir
every
Her felakette bir hayır vardır
(Atasözü) Every cloud has a silver lining
Her inişin bir çıkışı her çıkışın bir inişi vardır
(Atasözü) Every declivity has an acclivity and every acclivity has a declivity
Her işte bir hayır vardır
(Argo) Every cloud has a silver lining
her güzelin bir kusuru/huyu vardır
(Atasözü) Even the most attractive people and things have their drawbacks
her işte bir hayır vardır
(Atasözü) Everything we experience in life has its positive side
her kafadan bir ses çıkmak
for everyone to be talking all at once
her tarladan bir kesek
random talk
her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır
(Atasözü) Everybody cherishes his own way of doing things
her yiğidin gönlünde bir aslan yatar
(Atasözü) Everybody cherishes an ambition
her yokuşun bir inişi, her inişin bir yokuşu vardır
(Atasözü) All problems eventually get worked out
Turkish - Turkish
Sayılabilen şeylerin ayrı ayrı hepsi, beher
beher
her bir
Favorites