Don't worry, everything will be OK.
- Üzülmeyin, her şey düzelecek.
Everything about him was grey.
- Onun hakkında her şey griydi.
If you want to have parties in my house, clean up everything afterwards, and don't break anything, or else pay for the damage.
- Benim evimde partiler vermek istiyorsanız, daha sonra her şeyi temizleyin ve bir şey kırmayın, ya da zarar için ödeme yapın.
He values honor above anything else.
- O, onura her şeyden daha çok değer verir.
All's fair in love and war.
- Aşkta ve savaşta her şey adildir.
All that glitters is not gold.
- Parlayan her şey altın değildir.
How many omnivorous children are patients in hospital?
- Hastanede her şeyi yiyen kaç çocuk hasta var?
Only God is omnipotent.
- Sadece Tanrı her şeye gücü yetendir.
I find it boring everything I do not fall in love with.
- Aşık olmadığım herşeyi sıkıcı buluyorum.
Tell Tom everything's fine.
- Tom'a herşeyin yolunda olduğunu söyle.