hence, place or situation; seat

listen to the pronunciation of hence, place or situation; seat
English - Turkish

Definition of hence, place or situation; seat in English Turkish dictionary

siege
kuşatma

Kale kuşatma altındadır. - The castle is under siege.

Kuşatma sırasında, hayvanat bahçesi hayvanları düzenli olarak restoran menülerine düştüler. - During the siege, zoo animals regularly ended up on restaurant menus.

siege
(Askeri) (UNDER SIEGE) Kuşatma(Kuşatma altında)
siege
{i} çevresini sarma
siege
{i} ele geçirmeye uğraşma
siege
ikamet yeri
siege
{i} hastalık devresi
siege
rütbe
siege
mertebe
siege
kuşatmak
siege
ısrarla ele geçirmeye uğraşma
siege
{i} tezgâh (iş)
siege
uzun hastalık devresi
siege
state of siege kuşatma durumu
siege
muhasara etmek
siege
{i} kuşatma, muhasara
English - English
siege
hence, place or situation; seat
Favorites