hemen hiç

listen to the pronunciation of hemen hiç
Turkish - English
hardly

I could hardly understand him. - Ben onu hemen hemen hiç anlayamadım.

Your ideas are hardly practical. - Sizin fikirleriniz hemen hemen hiç pratik değil.

scarcely

Tom scarcely ever gets any exercise. - Tom hemen hemen hiç egzersiz yapmaz.

scarcely ever

Tom scarcely ever gets any exercise. - Tom hemen hemen hiç egzersiz yapmaz.

almost no
hemen hemen hiç
hardly

Tom hardly ever studies after 10:00 p.m. - 10:00 sonra Tom hemen hemen hiç çalışmaz.

It's hardly raining at all. - Hemen hemen hiç yağmur yağmıyor.

hemen hemen hiç
hardly ever

I hardly ever take my dog for a walk. - Köpeğimi hemen hemen hiç yürüyüşe götürmem.

Tom hardly ever speaks to me anymore. - Tom artık benimle hemen hemen hiç konuşmuyor.

hemen hemen hiç
little or nothing
hemen hemen hiç
next to nothing
hemen memen hiç
hardly ever
hemen hemen hiç
little

The mother said little to the sons. - Anne oğullarına hemen hemen hiç bir şey söylemedi.

The mother said little to the daughters. - Anne kızlarına hemen hemen hiç bir şey söylemedi.

hemen hemen hiç
barely

I barely know the city. - Şehri hemen hemen hiç bilmiyorum.

Tom barely speaks to me anymore. - Tom artık benimle hemen hemen hiç konuşmuyor.

hemen hiç
Favorites