A man was seen acting suspiciously shortly before the explosion.
- Patlamadan hemen önce, şüpheli bir biçimde davranan bir adam görüldü.
Tom left to go fishing shortly before dawn.
- Tom şafaktan hemen önce balık tutmaya gitmek için ayrıldı.
I talked to Tom this morning just before the meeting.
- Bu sabah toplantıdan hemen önce Tom'la konuştum.
How many times do I have to tell you not to eat candy just before dinner?
- Akşam yemeğinden hemen önce şekerleme yememeni sana kaç kez söylemek zorundayım.