O,çocukken,annesine yardım etmek için sıkı çalıştı.
- Child as he was, he worked hard to help his mother.
Birbirimize yardım etmek bizim görevimizdir.
- It is our duty to help one another.
Dün babama yardım ettim.
- I helped my father yesterday.
Bana yardım edebilir misin?
- Can you help me down?
Bir çözüm bulamıyorum. Bana yardım et.
- I cannot find a solution. Help me.
Soruna bir çözüm bulmak için bize yardım eder misiniz?
- Could you help us find a solution to the problem?
O çaresizce mücadele ediyor.
- She is struggling helplessly.
Çocuk öfkesinde çaresizdir.
- The child is helpless in his rage.
İmdat? Onlar beni bıçaklayacaklar.
- Help! They're going to stab me!
İmdat! Onlar bana vuracaklar!
- Help! They're going to hit me!
İmdat? Onlar beni bıçaklayacaklar.
- Help! They're going to stab me!
Pierrette İmdat, imdat! diye bağırdı Ben katlediliyorum!
- Help! Help! cried Pierrette, I'm being murdered!
Açıklaman için teşekkürler. Bu, cümleyi doğru anlamaya yardımcı olur.
- Thanks for your explanation. It helps to understand the sentence correctly.
Sadece geçen gün neden yardım edemediğimi açıklamak istedim.
- I just wanted to explain why I couldn't help the other day.
Yardımın sayesinde, başarılıydık.
- Thanks to your help, we were successful.
Onun yardımı sayesinde, ev ödevimi bitirdim.
- Thanks to his help, I finished my homework.
Bize yardım etmenin en iyi yolu kendi dilinizde katkıda bulunmaktır.
- The best way to help us is to contribute in your own native language.
Televizyon bilgimizi genişletmemize yardımcı olur.
- Television helps us widen our knowledge.
Bilgisayarınıza bağırmak işe yaramaz.
- Shouting at your computer will not help.
Dün babama yardım ettim.
- I helped my father yesterday.
Dün babama yardım ettim.
- Yesterday I helped the father.
Çeviri yapmama yardımcı olur musun?
- Will you help me translate?
Ben size seve seve yardımcı olacaktım, sadece şimdi çok meşgulüm.
- I would gladly help you, only I am too busy now.
İkinize de yardımcı olmak için bir şey yapardım.
- I would do anything to help you both.
Bana yardımcı olmak için zamanın var mı?
- Do you have time to help me?
Lütfen Bay Nomura'yı karşılamama yardım edin.
- Please help me welcome Mr. Nomura.
Yardım edin. Paranoidler tarafından takip ediliyorum.
- Help! I'm being followed by paranoids!
Tom Mary'yi kurtarmak için yardım etti.
- Tom helped rescue Mary.
Tom, Mary'yi kurtarmak için kendi hayatını riske attı.
- Tom risked his own life to help Mary.
He's a real road-rager. / Yup, he really needs help, maybe anger management..
The help is coming round this morning to clean.
She was struggling with the groceries, so I offered to help.
He was a great help to me when I was moving house.
The white paint on the walls helps make the room look brighter.
Are they going to beat us? —Not if I can help it!.
... percent cut in the primary program we help for seniors who are in nursing homes, for ...