Korkarım ki yardım etmek için yapabileceğim çok şey yok.
- There is not much I can do to help, I am afraid.
Birbirimize yardım etmek bizim görevimizdir.
- It is our duty to help one another.
Çay ve kahve, güne başlamaya yardımcı olur.
- Tea and coffee helps to start the day.
Her kimin ihtiyacı olursa ona yardım et.
- Give help to anyone who needs it.
Soruna bir çözüm bulmak için bize yardım eder misiniz?
- Could you help us find a solution to the problem?
Bir çözüm bulamıyorum. Bana yardım et.
- I cannot find a solution. Help me.
O çaresizce mücadele ediyor.
- She is struggling helplessly.
Çocuk öfkesinde çaresizdir.
- The child is helpless in his rage.
İmdat? Onlar beni bıçaklayacaklar.
- Help! They're going to stab me!
İmdat! Onlar bana vuracaklar!
- Help! They're going to hit me!
Pierrette İmdat, imdat! diye bağırdı Ben katlediliyorum!
- Help! Help! cried Pierrette, I'm being murdered!
İmdat? Onlar beni bıçaklayacaklar.
- Help! They're going to stab me!
Annesinin evi temizlemesine yardımcı oldu.
- She helped her mother clean the house.
Çeviri yapmama yardımcı olur musun?
- Will you help me translate?
Sadece geçen gün neden yardım edemediğimi açıklamak istedim.
- I just wanted to explain why I couldn't help the other day.
Açıklaman için teşekkürler. Bu, cümleyi doğru anlamaya yardımcı olur.
- Thanks for your explanation. It helps to understand the sentence correctly.
Onun yardımı sayesinde, ev ödevimi bitirdim.
- Thanks to his help, I finished my homework.
Yardımın sayesinde, kitabı oldukça iyi anlayabildim.
- Thanks to your help, I could understand the book quite well.
Bize yardım etmenin en iyi yolu kendi dilinizde katkıda bulunmaktır.
- The best way to help us is to contribute in your own native language.
Dün babama yardım ettim.
- Yesterday I helped the father.
Ben her zaman sana yardım etmeye hazırım.
- I am always ready to help you.
Bir sorununuz varsa, size yardımcı olmaktan mutluluk duyarım.
- I'd be happy to help you if you're having trouble.
İkinize de yardımcı olmak için bir şey yapardım.
- I would do anything to help you both.
Yardım edin. Paranoidler tarafından takip ediliyorum.
- Help! I'm being followed by paranoids!
Lütfen Bay Nomura'yı karşılamama yardım edin.
- Please help me welcome Mr. Nomura.
Tom Mary'yi kurtarmak için yardım etti.
- Tom helped rescue Mary.
Tom'dan başımı beladan kurtarmak için bana yardımcı olmasını istedim.
- I asked Tom to help me get out of trouble.
Bilgisayarınıza bağırmak işe yaramaz.
- Shouting at your computer will not help.
Bu bilgi bir şifa bulmana yardımcı olabilir.
- This information may help you find a cure.
Tom Mary'nin biraz daha yardımsever olmasını umuyordu.
- Tom expected Mary to be a little more helpful.
Yardımseverliğiniz için teşekkür ederim.
- I thank you for your helpfulness.
Ben bir yardımcı çalıştırmak istiyorum.
- I want to hire a helper.
Periler Noel Baba'nın küçük yardımcılarıdır.
- Elves are Santa's little helpers.
Bazı spekülatörler yaşlı insanların cehalet ve acizliklerinden yararlanmaktadır.
- Some speculators take advantage of the ignorance and helplessness of old people.
Tom'un tavsiyesi her zaman çok faydalı olmuştur.
- Tom's advice has always been very helpful.
Yaptığımın faydalı olduğunu düşünüyor musun?
- Do you think what I did was helpful?
Tom tamamen çaresizdi.
- Tom was completely helpless.
Tom tamamen çaresiz hissetti.
- Tom felt completely helpless.
Tony, bize bir parça yararlı tavsiye verdi.
- Tony gave us a piece of helpful advice.
Onun tavsiyesi çok yararlı oldu.
- His advice was very helpful.
Lütfen bunu aşağı çekmek için bana yardım edin.
- Please help me take this down.
O, kılıcını sallarken bana yardım edin! diye tekrarladı.
- Help me! he repeated while waving his sabre.
Bir şey için yardımına ihtiyacım var.
- I need your help on something.
Bu konuda yardımına ihtiyacım olacak.
- I'm going to need your help on this.
Lütfen buyurun, afiyet olsun!
- Please help yourself, enjoy your meal!
Lütfen biraz daha pasta buyurun.
- Please help yourself to some more cake.
Üç erkek kardeş birbirlerine yardım etmeliler.
- The three brothers must help one another.
Arkadaş birbirlerine yardımcı olmalıdır.
- Friends should help one another.
Lütfen meyveye buyrun.
- Please help yourself to the fruit.
Her ne istiyorsanız buyrun.
- Please help yourself to whatever you like.
Mary'nin onun annesine yardım etmeyi planlamadığını Tom'a söyleme.
- Don't tell Tom that Mary isn't planning on helping his mother.
Diğerlerine yardım etme ve para kazanma fikri beni cezbetti.
- I was attracted to the idea of helping others and getting money.
Tom kendinden daha az şanslı olanlara yardım etmek için zamanının çoğunu harcamaya gönüllüydü.
- Tom volunteered a good deal of his time to helping those less fortunate than himself.
Diğerlerine yardım etme ve para kazanma fikri beni cezbetti.
- I was attracted to the idea of helping others and getting money.
Bu kursta, daha çok bir yerli gibi konuşmanıza yardım ederek zaman geçireceğiz.
- In this course, we'll spend time helping you sound more like a native speaker.
Bize yardım ederek çok fazla zaman harcadığın için teşekkürler.
- Thanks for spending so much time helping us.
Tom çaresizce gülümsedi.
- Tom smiled helplessly.
O çaresizce mücadele ediyor.
- She is struggling helplessly.
He's a real road-rager. / Yup, he really needs help, maybe anger management..
The help is coming round this morning to clean.
She was struggling with the groceries, so I offered to help.
He was a great help to me when I was moving house.
The white paint on the walls helps make the room look brighter.
Are they going to beat us? —Not if I can help it!.
He helped his grandfather cook breakfast.
I need some help with my homework.
Help! We're under attack!.
He said I could help myself to the chocolates.
1. I helped the old man along. Please help her along. She has a hurt leg.
2. I am more than pleased to help you along with your math. She helped herself along by studying hard.
I can't help crying whenever I see Romeo and Juliet.
She eagerly took a second helping of ice cream.
I can't help crying at weddings. They make me feel sad.
... above 8 percent. If I'm president, I will create ' help create 12 million new jobs ...
... where the federal government can help. It can't do it all, but it can make a difference, ...