heimat

listen to the pronunciation of heimat
English - Turkish

Definition of heimat in English Turkish dictionary

habitat
{i} habitat, hayvan veya bitkinin yetiştiği doğal ortam
habitat
bir hayvan veya bitkinin yetiştiği yer
habitat
anayurt
habitat
yurt
habitat
(Politika, Siyaset) beşeri yerleşim
habitat
yerleşim
habitat
(Denizbilim) yaşamalan
habitat
(Askeri) yaşam yeri
habitat
(Gıda) doğal ekosistem
habitat
yaşama ortamı
habitat
(Çevre) yaşam ortamı
habitat
bir hayvan ya da bitkinin yetiştiği doğal ortam
habitat
Habitat, hayvan veya bitkinin yetiştiği doğal ortam, doğal yaşam alanı
habitat
Bir şeyin doğal yeri
home to
eve

İş yapılır yapılmaz, genellikle beş buçuk civarında, akşam yemeği yemek için eve gelirim. - Once the work is done, usually around half past five, I come home to have dinner.

Tom Mary'nin kalmak için eve geri döndüğünü duyduğunda kulaklarına güçlükle inandı. - Tom could hardly believe his ears when he heard that Mary was coming back home to stay.

habitat
{i} vatan
habitat
{i} yetişme ortamı

Onların yetişme ortamı ormansızlaşma tarafından tehdit ediliyor. - Their habitat is threatened by deforestation.

habitat
{i} doğal ortam
German - English
sb.'s homeland
living space
own country
home (of/to somebody/sth.)
native country
habitat
biotope (rare)
native land
home to

New Zealand is home to many unique plants and animals. - Neuseeland ist Heimat von vielen einzigartigen Pflanzen und Tieren.

Tom has gone back home to Australia. - Tom ist in seine australische Heimat zurückgekehrt.

homeland

Happy is he who has a homeland. - Glücklich ist, wer eine Heimat hat.

Your homeland became foreign to you long ago. - Dir ist die Heimat längst schon fremd geworden.

Heimat
vernacular
Heimat
native
Die Rocky Mountains sind die Heimat des Berglöwen.
The Rockies are the home of / are home to mountain lions
In Amerika hat der Baseball seine Heimat.
America is the home of baseball
Richtung Heimat
in homeward direction
Rückführung von Kriegsgefangenen in die Heimat
repatriation of prisoners of war
Willkommen in der Heimat!
Welcome home!
fern der Heimat leben
to live far from home
fern der Heimat leben
to live a long way from home
seine Heimat Polen
his native Poland
zweite Heimat
second home
zweite Heimat
home away from home