Tom özenli gibi görünüyordu.
- Tom looked like he was attentive.
Olmam gerektiği kadar özenli değilim.
- I'm not as attentive as I should be.
Daha dikkatli olmalısın.
- You need to be more attentive.
Biraz daha dikkatli çalışır mısın?
- Do your work with more attentiveness.
O onun sınav kağıdını dikkatle inceledi.
- He attentively went over her exam paper.
Büyük annesine karşı çok naziktir.
- She is very attentive to her grandmother.