My uncle gave him a present.
- Dayım ona bir hediye verdi.
I bought myself this superfast popcorn machine as a Christmas present.
- Bir Noel hediyesi olarak kendime bu çok hızlı patlamış mısır makinesini aldım.
She meant this gift for you.
- Bu hediye sizin için.
Thank you for the wonderful gift.
- Harika hediye için teşekkürler.
Mary spent the entire day in souvenir shops.
- Mary bütün günü hediyelik eşya dükkanlarında geçirir.
There are many souvenir shops in the old city.
- Eski şehirde birçok hediyelik eşya mağazaları vardır.
The boxes are gifts. What do they contain?
- Kutular hediyedir. Onların içinde ne var?
I bought a box of chocolates on the way to work as a gift for my colleagues.
- Ben meslektaşlarım için bir hediye olarak işe giderken bir kutu çikolata aldım.