Bütün kasaba ziyaretçiye içten bir karşılama yaptı.
- The whole town accorded a hearty welcome to the visitor.
Şirket adına, hepinize içten teşekkürlerimi sunmak isterim.
- On behalf of the company, I would like to express our hearty thanks to you all.
O konuklarını yürekten ağırladı.
- She gave her guests a hearty reception.
O güne doyurucu bir kahvaltıyla başladı.
- He began the day with a hearty breakfast.
Doyurucu bir kahvaltı yaptım.
- I had a hearty breakfast.
Full of hearty tears For our good father's loss. Marston.