We failed due to a lack of preparation.
- Hazırlanma eksikliği nedeniyle başarısız olduk.
Tom has to get ready for work.
- Tom iş için hazırlanmak zorunda.
How long does it take you to get ready for school?
- Okul için hazırlanmak ne kadar zamanını alır.
He had time to prepare his men for battle.
- Onun adamlarını savaşa hazırlanmak için zamanı vardı.
I had little time to prepare the speech.
- Konuşmaya hazırlanmak için çok az zamanım vardı.
You should prepare for the worst.
- En kötüsü için hazırlanmalısın.
The cook prepares different dishes every day.
- Aşçı her gün farklı yemekler hazırlar.
We've got to be prepared to act.
- Biz hareket etmek için hazırlanmak zorundayız.
Tom wanted to be prepared.
- Tom hazırlanmak istedi.
Tom wants to be prepared.
- Tom hazırlanmak istiyor.
We've got to be prepared to act.
- Biz hareket etmek için hazırlanmak zorundayız.
Magdalena and Lech are preparing for their Polish exams.
- Magdalena ve Lech, Lehçe sınavlarına hazırlanıyorlar.
He was in charge of preparing a magazine for publication.
- O yayınlama için bir dergi hazırlanmasında sorumlu oldu.
He has drawn up a will.
- O, bir vasiyetname hazırladı.
Tom was well prepared for the exam.
- Tom sınav için iyi hazırlandı.
She prepared the meal in a very short time.
- O, çok kısa bir sürede yemeği hazırladı.