hazırlanmış

listen to the pronunciation of hazırlanmış
Turkish - English
prepared

We'll have to be prepared. - Hazırlanmış olmak zorunda olacağım.

You'd better be prepared. - Hazırlanmış olsan iyi olur.

got ready
laid out
drawn up
designed
hazırla
prepare

I have to prepare for the test in English. - İngilizce test için hazırlanmak zorundayım.

It would be to your advantage to prepare questions in advance. - Soruları önceden hazırlamak senin yararına olur.

dikkatle hazırlanmış
elaborate
hazırla
{f} priming
taze hazırlanmış
(Tıp) freshly prepared
hazırla
{f} steel
hazırla
{f} preparing

She is busy preparing for an examination. - O, sınava hazırlanmakla meşgul.

Magdalena and Lech are preparing for their Polish exams. - Magdalena ve Lech, Lehçe sınavlarına hazırlanıyorlar.

hazırla
concoct
hazırla
drawn up

He has drawn up a will. - O, bir vasiyetname hazırladı.

hazırla
{f} prepared

In order to give him a surprise on his birthday, I prepared a fantastic cake. - Ona doğum gününde bir sürpriz yapmak için, ben harika bir pasta hazırladım.

Tom was well prepared for the exam. - Tom sınav için iyi hazırlandı.

akaryakıt harp yedeği stokları; hazırlanmış harp yedek stokları
(Askeri) petroleum war reserve stocks; pre-positioned war reserve stock
gizli ve ustaca hazırlanmış
deep laid
parçaları önceden hazırlanmış
prefabricated
soru cevap yöntemiyle hazırlanmış şey
catechism
özenerek hazırlanmış olma
elaborateness
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) TEYYAR
(Osmanlı Dönemi) MUHTAZAR
(Hukuk) MÜSTAHZAR
hazırlanmış
Favorites