Definition of hayran in Turkish English dictionary
- admirer
Tom didn't know that he had a secret admirer.
- Tom gizli bir hayranı olduğunu bilmiyordu.
Mary received a note from a secret admirer.
- Mary gizli bir hayranından bir not aldı.
- fan
I'm not a fan of Kim Kardashian.
- Kim Kardashian'ın bir hayranı değilim.
The stadium was flooded with baseball fans.
- Stadyum beyzbol hayranlarının akınına uğradı.
- admiring
Tom was admiring my new car at the time the truck crashed into it.
- Tom, kamyon yeni arabama çarptığı zaman ona hayran oluyordu.
We cannot help admiring his talent.
- Bizim onun yeteneğine hayran olmamamız elimizde değil.
- booster
- wonder-struck
- enamoured
- potty about
- idolater
- follower
- enthusiast
Thanks to Facebook, stalking is no longer the bastion of a few devoted enthusiasts, but a highly automated task convenient enough even for the busy housewife.
- Facebook sayesinde, sinsice izlemek artık birkaç özverili hayranın kalesi değildir ama yoğun ev kadını için bile oldukça uygun bir yüksek otomasyonlu görevdir.
Tom is a member of a motor enthusiasts' club.
- Tom motor hayranları kulübünün bir üyesidir.
- filled with admiration
- admirer, fan, lover, devotee; filled with admiration, potty about sb/sth
- admirer; fan
- lover
- devotee
- hanger on
- nut
Tom is nuts about squirrels.
- Tom sincaplara hayran.
- ecstatic
- potty
- wonderstruck
- hayran bırakmak
- impress
I really want to impress them.
- Ben gerçekten onları hayran bırakmak istiyorum.
I really want to impress him.
- Ben gerçekten onu hayran bırakmak istiyorum.
- hayran olmak
- admire
I couldn't help but admire Tom's perseverance.
- Tom'un sabrına hayran olmaktan kendimi alamadım.
- hayran eden
- fascinating
- hayran bırakmak
- to strike with admiration, to charm, to impress
- hayran eden
- amazing
- hayran kalmak
- enthuse
- hayran bir biçimde
- ecstatically
- hayran bırakmak
- strike with admiration
- hayran kalmak
- be struck with admiration
- hayran kalmak
- to be filled with admiration
- hayran kalmak
- hold-in-high-regard
- hayran kalmak
- filled with admiration
- hayran kalmak
- be filled with admiration
- hayran kalmak
- hold in esteem
- hayran kalmak
- be impressed
- hayran kalmak
- hold in high esteem
- hayran olmak
- hold in high esteem
- hayran olmak
- hold in esteem
- hayran olmak
- hold-in-high-regard
- hayran olunan
- admired
- hayran etmek
- wow
- hayran olma
- become a fan
- hayran bırakan
- enthralling
- hayran bırakan bir şekilde
- admirably
- hayran bırakmak
- fascinate
- hayran bırakmak
- ecstasize
- hayran bırakmak
- amaze
- hayran bırakmak
- entrance
- hayran bırakmak
- enthuse
- hayran bırakmak
- charm
- hayran eden
- admirable
- hayran eden
- entrancing
- hayran etmek
- ensorcel
- hayran hayran bakmak
- admire
- hayran kalmak
- to be filled with admiration, to be fascinated
- hayran kalmak
- be amazed
- hayran kalmak
- be fascinated
- hayran kalmak
- admire
- hayran kalmış
- awestricken
- hayran kalmış
- awestruck
- hayran kitlesi
- following
- hayran mektupları
- fan club
- hayran olarak
- admiringly
- hayran olmak
- think the world of
- hayran olmak
- to admire
- hayran olmak
- hero worship
- hayran olmak
- rave
- hayran olmak
- rave about
- hayran olmak/kalmak
- 1. to be filled with admiration (for). 2. to wonder at, marvel at
- hayran olmuş
- ensorcelled
- hayran olmuş
- ensorceled
- hayran olmak
- wonder
- hayran kalmak
- fascinated with
He fascinated with how things and people work.
- hayranlar
- fans
- ateşli hayran
- an ardent admirer
- hayranlar
- well wishers