If it weren't for her help, I would not be alive now.
- Onun yardımı olmasa, şu an hayatta olmam.
Both brothers are still alive.
- Erkek kardeşlerin her ikisi de hâlâ hayatta.
Were there any survivors?
- Hiç hayatta kalan var mıydı?
Are there any survivors?
- Hiç hayatta kalan var mı?
You were lucky to survive the attack.
- Saldırıda hayatta kalmak için şanslıydınız.
If you have no food, you got to eat roots and insects in order to survive.
- Yiyeceğiniz yoksa, hayatta kalmak için kökleri ve böcekleri yemek zorundasınızdır.
This is not a vacation, it's a survival course!
- Bu, tatil değil hayatta kalma kursu!
I gave up all hope of survival.
- Bütün hayatta kalma umudundan vazgeçtim.
We will need this to survive.
- Hayatta kalmak için buna ihtiyacımız olacak.
Tom understands what it takes to survive.
- Tom hayatta kalmak için ne gerektiğini anlıyor.
She was living through her daughter.