If it hadn't been for you, he would still be alive.
- Sen olmasaydın, o hâlâ hayatta olacaktı.
If my mother had still been alive, she would have helped me at that time.
- Annem hâlâ hayatta olsaydı, o zaman bana yardımcı olurdu.
Mary is the only survivor of the plane crash.
- Mary, uçak kazasından sonra tek hayatta kalandır.
Are there any survivors?
- Hiç hayatta kalan var mı?
We will need this to survive.
- Hayatta kalmak için buna ihtiyacımız olacak.
We did what we had to to survive.
- Hayatta kalmak için yapmak zorunda olduğumuz şeyi yaptık.
This is not a vacation, it's a survival course!
- Bu, tatil değil hayatta kalma kursu!
I gave up all hope of survival.
- Bütün hayatta kalma umudundan vazgeçtim.
We will need this to survive.
- Hayatta kalmak için buna ihtiyacımız olacak.
Tom understands what it takes to survive.
- Tom hayatta kalmak için ne gerektiğini anlıyor.
She was living through her daughter.