If I'd taken that plane, I wouldn't be alive now.
- Eğer o uçağa binmiş olsaydım,şimdi hayatta olmazdım.
If it hadn't been for you, he would still be alive.
- Sen olmasaydın, o hâlâ hayatta olacaktı.
Tom donated money to the Red Cross to help survivors of the earthquake.
- Tom depremden hayatta kalanlara yardım etmek için Kızıl haça para bağışladı.
Mary is the only survivor of the plane crash.
- Mary, uçak kazasından sonra tek hayatta kalandır.
Tom understands what it takes to survive.
- Tom hayatta kalmak için ne gerektiğini anlıyor.
We did what we had to to survive.
- Hayatta kalmak için yapmak zorunda olduğumuz şeyi yaptık.
This is not a vacation, it's a survival course!
- Bu, tatil değil hayatta kalma kursu!
Food is essential for survival.
- Yiyecek hayatta kalmak için gereklidir.
We did what we had to to survive.
- Hayatta kalmak için yapmak zorunda olduğumuz şeyi yaptık.
We will need this to survive.
- Hayatta kalmak için buna ihtiyacımız olacak.
She was living through her daughter.