His behavior disappointed many of his friends.
- Onun davranışı arkadaşlarının çoğunu hayal kırıklığına uğrattı.
He didn't want to disappoint his wife by giving up his new position.
- O, yeni pozisyonundan vazgeçerek karısını hayal kırıklığına uğratmak istemedi.
I am disappointed by this year's revenue.