I've been asked to play my clarinet at a charity event.
- Hayır organizasyonunda klarnet çalmam istendi.
Tom contributed a lot of money to charity.
- Tom hayır için bir sürü para katkısında bulunmuştur.
Nope, I'm not buying it.
- Hayır, onu almıyorum.
If you're not feeling good today you should stay home No, no. I'll be fine.
- Bugün kendini iyi hissetmiyorsan evde kalman gerekir.Hayır, hayır. Ben iyi olacağım
Tom just couldn't say no to an offer that good.
- Tom o kadar iyi bir öneriye sadece hayır diyemedi.
Sami left his entire fortune to charity.
- Sami tüm servetini hayır kurumuna bıraktı.
Tom donated his entire fortune to charity.
- Tom bütün servetini hayır için bağışladı.
No, I just thought that since you can use an abacus, you might be good at doing calculations in your head.
- Hayır, sadece düşündüm ki madem abaküs kullanabiliyorsun, kafandan hesap yapmada iyi olabilirsin.
The philanthropist tried to use her wealth to help people in need.
- Hayırsever, servetini muhtaç insanlara yardımcı olmak için kullanmaya çalıştı.
The philanthropist tried to use her wealth to help people in need.
- Hayırsever, servetini muhtaç insanlara yardımcı olmak için kullanmaya çalıştı.