O, bozuk bir kamera buldu. - He found a broken camera.
O, bozuk bir kamera buldu.
He found a broken camera.
Bozuk radyoyu tamir edebilir misin? - Can you fix the broken radio?
Bozuk radyoyu tamir edebilir misin?
Can you fix the broken radio?
Tutulmamış bir söz hiç verilmemesinden daha iyidir. - Better a broken promise than none at all.
Tutulmamış bir söz hiç verilmemesinden daha iyidir.
Better a broken promise than none at all.
My arm is broken.