having skills or knowledge that are practical

English - Turkish

Definition of having skills or knowledge that are practical in English Turkish dictionary

Related Terms

practical

{s} kullanışlı

Onlar çok kullanışlılar. - They're very practical.

Bu araba geniş ve kullanışlı. - This car is spacious and practical.

practical

{s} pratik

Onun fikri pratiktir. - His idea is practical.

Sizin fikirleriniz hemen hemen hiç pratik değil. - Your ideas are hardly practical.

practical

{s} elverişli

practical

{s} becerikli

İngilizler becerikli bir millettirler. - The English are a practical people.

practical

(Tıp) praktikal

practical

uygulamalı ders/sınav

practical

deneyimli

practical

gerçekten

Din çok bireyseldir. Neredeyse herkesin gerçekten kendi dini vardır. Dindeki bütünlük bir kurnazlıktır. - Religion is very personal. Practically everyone has really his own religion. Collectivity in religion is an artifice.

Gerçekten pratik değil. - It's not really practical.

practical

practical joke eşek şakası

practical

{s} el ile yapılan

practical

{s} iş bitirici

practical

yaklaşık olarak

practical

practicallyhakikaten

practical

işe gelir

practical

{s} objektif

practical

{s} gerçekçi

Tom çok pratik, gerçekçi bir kişidir. - Tom's a very practical, down-to-earth person.

practical

(sıfat) pratik, uygulamalı, kullanışlı, elverişli, becerikli, iş bitirici, gerçekçi, objektif, nesnel, el ile yapılan, uygulanbilir

practical

işlek

practical

takriben

practical

hemen hemen

English - English

Definition of having skills or knowledge that are practical in English English dictionary

practical

Hyphenation

ha·ving skills or knowl·edge that are prac·ti·cal

Turkish pronunciation

hävîng skîlz ır nälıc dhıt ır präktıkıl

Pronunciation

/ˈhavəɴɢ ˈskəlz ər ˈnäləʤ ᴛʜət ər ˈpraktəkəl/ /ˈhævɪŋ ˈskɪlz ɜr ˈnɑːləʤ ðət ɜr ˈpræktəkəl/