having resemblance or similitude; similar; without difference

listen to the pronunciation of having resemblance or similitude; similar; without difference
English - Turkish

Definition of having resemblance or similitude; similar; without difference in English Turkish dictionary

alike
{s} birbirine benzer: We're alike in many ways. Birçok bakımdan birbirimize benziyoruz. z
alike
{s} aynı

Bu kalemler benzeyebilir ama aynı değiller. - These pencils might look alike but they're not the same.

Biz bütün ziyaretçilere aynı davranırız. - We treat all visitors alike.

alike
{s} benzeyen
alike
benzer

Ken ve erkek kardeşi birbirine çok benzer. - Ken and his brother are very much alike.

İkizler bir zarftaki iki bezelye kadar benzerler. - The twins are as alike as two peas in a pod.

alike
{f} benzer olarak
alike
okşar
alike
benzer/aynı şekilde
alike
birbirinin aynı olarak
alike
eşit
alike
adv.benzer olarak: adj.benzer,benzer
alike
aynı şekilde
alike
benzer şekilde

Sen ve ben benzer şekilde düşünmüyoruz. - You and I don't think alike.

Sen ve ben benzer şekilde düşünüyoruz. - You and I think alike.

alike
farksızca
alike
{s} farksız
alike
fark gözetmeden
alike
{s} eşit bir şekilde: Treat them alike. Onlara eşit
English - English
alike

The twins were alike.

having resemblance or similitude; similar; without difference
Favorites