having no teeth or indentations

listen to the pronunciation of having no teeth or indentations
English - Turkish

Definition of having no teeth or indentations in English Turkish dictionary

entire
bütün

Bütün günü plajda geçirdik. - We spent the entire day on the beach.

Soruyu bütünü ile inceleyin. - Examine the question in its entirety.

entire
{s} tüm

Jane randevusunda tüm bir çikolatalı kekin bittiğine inanamadı. - Jane could not believe it when her date polished off an entire chocolate cake.

Tom'un vasiyetine göre, Mary onun tüm gayrimenkulünü miras olarak alacak. - According to Tom's will, Mary will inherit his entire estate.

entire
yekpare
entire
bütünlüklü
entire
tutuş
entire
tam

Lenny'nin nasıl çiğnemeden veya boğulmadan tam bir sosisli sandvici yutabildiğine bak? Bu nedenle üst idare onu bu kadar fazla sever. - See how Lenny can swallow an entire hot dog without chewing or choking? That's why upper management loves him so much.

Ben, onun söylediğini tamamen anlamıyorum. - I don't entirely understand what he said.

entire
{s} bütün, tamam, hepsi: the entire group grubun hepsi
entire
hepsi

Tom gece yarısında uyandı ve bir paket cipsin hepsini yedi. - Tom woke up in the middle of the night and ate an entire bag of chips.

entire
iğdiş edilmemiş tek parçadan ibaret
entire
iğdiş edilmemiş at
entire
{s} iğdiş edilmemiş
entire
{s} katışıksız
entire
{s} saf

Zorbalık ciddi bir problemdir fakat onu saf dışı bırakmaya çalışmanın tamamen gerçekçi bir teklif olmadığını anlamak zorundayız. - Bullying is a serious problem, but we have to understand that setting out to eliminate it entirely isn't a realistic proposition.

entire
kenarı dişli olmayan
English - English
entire
Having no teeth
edentate
Having no teeth
toothless
having no teeth or indentations
Favorites