Bilgili bir kişiyi dinlemek harika.
- It's marvellous to listen to a learned person.
Tom bilgili bir adam.
- Tom is a learned man.
Onları ziyaret etmeden önce, kültürleri hakkında mümkün olduğu kadar çok bilgi sahibi olduk.
- We learned as much as possible about their culture before visiting them.
Hiç kimse çok bilgili değil ki her şeyi bilebilsin.
- No one is so learned that he can know all things.
Beşikte öğrenilen mezara kadar taşınır.
- What is learned in the cradle is carried to the tomb.
Zorbalık öğrenilmiş bir davranıştır.
- Bullying is a learned behavior.
On yaşındayken gitar çalmayı öğrendim.
- I learned to play guitar when I was ten years old.
Yunan kültürü hakkında çok şey öğrendim.
- I learned a lot about Greek culture.