having more than one choice

listen to the pronunciation of having more than one choice
English - Turkish

Definition of having more than one choice in English Turkish dictionary

alternative
{i} alternatif

Renk koordinasyonu ile ilgili Kelly'nin raporunda sunulan bilginin alternatif bir teori oluşturmada faydalı olacağı anlaşilmaktadır. - The information presented in Kelly's paper on color coordination is seen to be of use in building up an alternative theory.

Doğru olan cümleleri değiştirmeyiniz. Bunun yerine, doğal-görünen alternatif çeviriler önerebilirsiniz. - Don't change sentences that are correct. You can, instead, submit natural-sounding alternative translations.

alternative
{i} seçenek

Başka seçenek olmadığını kabul ettik. - We agreed that there was no other alternative.

Geri çekilmekten başka seçenekleri yoktu. - They had no alternative but to retreat.

alternative
{i} şık
alternative
{s} öbür
alternative
{s} değişik
alternative
yerine geçebilen
alternative
değişke
alternative
almaşık
alternative
başka

Döğüşmekten başka seçeneğimiz yoktu. - We had no alternative but to fight.

Çalışmaktan başka alternatifimiz yok. - We have no alternative but to work.

alternative
seçimli
alternative
diğer

Diğer alternatifleri dikkate aldın mı? - Did you consider other alternatives?

Diğer alternatiflerin ihtimalini düşünmek için zerre kadar istekli olmadığına inanamıyorum. - I can't believe that you aren't at least willing to consider the possibility of other alternatives.

more than one
birçok defa
alternative
iki şeyden biri
alternative
(Tıp) vücudun tabiatını değişitren ve islah eden ilaç
alternative
(Askeri) YEDEK; ALTERNATİF
alternative
Yapacak başka bir şey yoktu
alternative
Başka çarem kalmamıştı
more than one
birden fazla

Tom daha önce Mary'yi John'la birlikte birden fazla ortamda görmüştü ve sonunda onların birbirlerini gördüklerini anladı. - Tom had seen Mary with John on more than one occasion before and finally figured out that they were seeing each other.

Onun önünde aynı anda birden fazla soruna sahip olmak onu sinirlendirir,üzer ve çileden çıkarır. - To have more than one problem before him at one time makes him irritable, upset and exasperated.

English - English
alternative
having more than one choice

    Hyphenation

    ha·ving more than one choice

    Turkish pronunciation

    hävîng môr dhın hwʌn çoys

    Pronunciation

    /ˈhavəɴɢ ˈmôr ᴛʜən ˈhwən ˈʧois/ /ˈhævɪŋ ˈmɔːr ðən ˈhwʌn ˈʧɔɪs/
Favorites