O taburcu edilmek üzere.
- She's about to be discharged.
Tom muhtemelen yarın hastaneden taburcu edilecek.
- Tom will likely be discharged from the hospital tomorrow.
Bir atık su arıtma tesisi şehrin su kaynağının içine zehirli kimyasallar boşalttı.
- A sewage treatment plant discharged toxic chemicals into the town's water supply.