English - Turkish
Definition of having great speed in English Turkish dictionary
- rapid
- hızlı
O heyecanlandığında, gittikçe daha hızlı konuştu.
-As he grew excited, he spoke more and more rapidly.
O, İngilizcede hızlı bir gelişme yaptı.
-He has made rapid progress in English.
- rapid
- ivinti
- rapid
- sıldırım
- rapid
- (ırmak/vb.) en hızlı akan yeri
- rapid
- (yokuş) dik
- rapid
- süratli
- rapid
- iti
- rapid
- yalçın
- rapid
- {s} ışığa hassas (film)
- rapid
- {s} sarp
- rapid
- dik/hızlı
- rapid
- ivinti yer
- rapid
- (sıfat) çabuk, hızlı, seri, ani, dik, sarp, ışığa hassas (film)
- rapid
- {s} dik
- rapid
- {s} çabuk
Babanızın çabuk iyileşmesi için isteklerim.
-My wishes for your father's rapid recovery.
Baş katip çalışkan bir adam değil fakat üstlerine nasıl yaltaklanacağını bildiği için çabuk ilerliyor.
-The chief clerk is not a hardworking man, but gets ahead rapidly because he knows how to curry favor with his superiors.
- rapid
- {s} seri
Bir bilgisayar çok seri şekilde hesaplayabilir.
-A computer can calculate very rapidly.
- rapid
- ivinti yeri
Related Terms
English - English
Definition of having great speed in English English dictionary
- rapid
having great speed
Hyphenation
ha·ving great speedTurkish pronunciation
hävîng greyt spidPronunciation
/ˈhavəɴɢ ˈgrāt ˈspēd/ /ˈhævɪŋ ˈɡreɪt ˈspiːd/
Resimler
History
Favorites