Düşen kayalar yolu kapattı.
- Fallen rocks blocked the way.
Düşen kayalar yolu kapattı.
- Fallen rocks blocked the road.
Tom kanepenin arkasına düşmüş olan bozuk paraları topladı.
- Tom picked up the coins that had fallen behind the sofa.
Eğer onu kolundan yakalamasaydı, göletin içine düşmüş olacaktı.
- She would have fallen into the pond if he had not caught her by the arm.
Eğer onu kolundan yakalamasaydı, göletin içine düşmüş olacaktı.
- She would have fallen into the pond if he had not caught her by the arm.
Düşmüş bir kaya onun yolunu kapadı.
- A fallen rock barred his way.