English - Turkish
Definition of having been or happened in the far past in English Turkish dictionary
- bygone
- geçmiş şey
- bygone
- eski
Eski defterleri kapatmaya hazırım.
-I'm willing to let bygones be bygones.
- bygone
- geçmiş
Kimse geçmiş dönemi geri getiremez.
-No one can bring back a bygone era.
Bırak geçmişte kalsın.
-Let's let bygones be bygones.
- bygone
- modası geçmiş
- bygone
- Olan oldu
- bygone
- Geçmişi unutalım
- bygone
- geçmiş olan şey
- bygone
- {i} mazi
- bygone
- {s} geçmişte kalan
- bygone
- Geçmişe mazi derler
- bygone
- geçmişte olmuş
- bygone
- antika
- bygone
- {s} geçmiş, eski. i., çoğ. geçmiş şey
Related Terms
English - English
Definition of having been or happened in the far past in English English dictionary
- bygone
Near by he could see the thicket of raspberry canes, growing tall and close like a tropical jungle, in whose shadow he had played with the Boy on bygone mornings.
having been or happened in the far past
Hyphenation
ha·ving been or happened in the far pastTurkish pronunciation
hävîng bın ır häpınd în dhi fär pästPronunciation
/ˈhavəɴɢ bən ər ˈhapənd ən ᴛʜē ˈfär ˈpast/ /ˈhævɪŋ bən ɜr ˈhæpənd ɪn ðiː ˈfɑːr ˈpæst/
Resimler
Favorites