having any sort of superiority or excellence; especially such as in conspicuous

listen to the pronunciation of having any sort of superiority or excellence; especially such as in conspicuous
English - Turkish

Definition of having any sort of superiority or excellence; especially such as in conspicuous in English Turkish dictionary

brave
{s} cesur

Birlik, düşmanın saldırılarına karşı cesurca direndi. - The force held out bravely against their enemy's attacks.

Bütün askerler cesurdu. - All the soldiers were brave.

brave
{s} yiğit

Tom cesur ve yiğittir. - Tom is brave and courageous.

brave
yağız
brave
yiğit kimse
brave
bravelyyiğitçe
brave
{s} mert
brave
{f} göğüs germek
brave
babayiğit
brave
{f} cesaretle karşı koymak
brave
şecaatli
brave
{i} kızılderili savaşçı
brave
batur
brave
koçak
brave
bıçkın
brave
keleş
brave
kahraman

Eski insanlar kahramanlık hikayelerini anlatmaktan hoşlanmışlar. - Ancient people liked to tell stories of bravery.

Bu ülke onun için mücadele edecek çok sayıda kahraman olduğu için özgürlerin ülkesi olarak kalmaya devam edecektir. - This country remains the land of the free because there are so many brave to fight for it.

brave
cesaretle karşılamak
brave
(sıfat) mert, yiğit, cesur, yürekli, kahraman, görkemli, şahane
brave
(isim) kızılderili savaşçı, kızılderili savaşçılar
English - English
brave
having any sort of superiority or excellence; especially such as in conspicuous

    Hyphenation

    ha·ving a·ny sort of su·pe·ri·o·ri·ty or excellence; es·pe·cial·ly such as in con·spi·cu·ous

    Pronunciation

Favorites