Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Geminin bir işaretli listesi vardı.
- The ship had a marked list.
Yaşlı Alman posta taşıyıcı hediye işaretli pakete dokunmak istemedi.
- The old German mail carrier did not want to touch the package marked gift.
Tom bir cümleyi sarı bir fosforlu kalemle işaretledi.
- Tom marked a sentence with a yellow highlighter.
Sığırlar damgalarla işaretlenirler.
- The cattle are marked with brands.
Parti belirgin bir başarıydı.
- The party was a marked success.
Muhalefet daha belirgin oluyor.
- Opposition is becoming more marked.
Of a playing card: having a secret mark on the back for cheating.