having a slightly low temperature; mildly or pleasantly cold

listen to the pronunciation of having a slightly low temperature; mildly or pleasantly cold
English - Turkish

Definition of having a slightly low temperature; mildly or pleasantly cold in English Turkish dictionary

cool
{s} klas

Ben klas elbiseler giyerim ve klas gözlükler takarım. - I wear cool clothes and cool sunglasses.

Onun arabası gerçekten klas. - His car is really cool.

cool
{f} serinletmek
cool
{f} yatışmak
cool
serinleşmek
cool
serinlik

Nehre vardığımızda bir serinlik hissettik. - We felt the coolness when we arrived at the river.

cool
sakinlik
cool
soğukkanlı

Tom soğukkanlılığını asla kaybetmez. - Tom never loses his cool.

Soğukkanlılığımı sürdürmeliydim. - I should've kept my cool.

cool
serinlemek

Yazın serinlemek için en sevdiğin yol nedir? - What's your favorite way to stay cool in the summer?

Bir domuz serinlemek için çamurda yuvarlanır. - A pig will wallow in the mud in order to cool down.

cool
soğutmak

Tom soğutmak için pastayı mutfak penceresi eşiğine koydu. - Tom put the pie on the kitchen windowsill to cool.

Güneşe göre bir evin yönünü değiştirerek evi ısıtmak ya da soğutmak için gerekli ya da boşa harcanmış enerjinin yüzde otuzunu tasarruf edebilirsiniz. - By simply changing the orientation of a house in relation to the sun, you can save up to thirty percent of the energy required or wasted for heating or cooling it.

cool
serinkanlılıkla
cool
Soğukkanlılığını kaybetti
cool
{s} tamı tamına
cool
mükemmel

Norveç Reggae'si çok harika. Sadece mükemmel. - Norwegian reggae is very cool. Simply excellent.

cool
serinsoğukkanlılık
cool
He blew his cool
cool
{s} abartısız
cool
{s} insanı serin tutan (giysi)
English - English
cool
having a slightly low temperature; mildly or pleasantly cold
Favorites