Askerlerin daha güçlü silahları vardı.
- The soldiers had more powerful weapons.
Japonya Asya'da daha güçlü hale geliyordu.
- Japan was becoming more powerful in Asia.
O senden daha kuvvetli.
- She's more powerful than you.
O senden daha kuvvetli.
- She's more powerful than you.
Yer domuzunun güçlü bacakları ve keskin pençeleri var böylece yüksek hızda toprağa tünel kazabilir.
- The aardvark has powerful limbs and sharp claws so it can burrow into earth at high speed.
O çiçeğin keskin bir kokusu var.
- That flower has a powerful smell.