Açıkçası, Mary'nin benimle öğle yemeği yemesini istemeye güvenim yoktu.
- Frankly, I didn't have the confidence to ask Mary to have lunch with me.
Bugün öğle yemeği yemedim.
- I didn't have lunch today.
Babam öğle yemeği yemek için okumayı bıraktı.
- My father stopped reading to have lunch.
Birlikte öğle yemeği yemek ister misin?
- Would you like to have lunch together?