havadis

listen to the pronunciation of havadis
Turkish - English
tidings
(noteworthy) piece of news, news
formerly events, happenings
news

I have news about Tom. - Tom hakkında havadisim var.

I want to hear all your news. - Senin bütün havadislerini duymak istiyorum.

rumor
unco
Ceride-i Havadis
Chronicle of Events (an Ottoman newspaper)
Turkish - Turkish
İlgi ile karşılanabilecek haber: "İstanbul'dan bugünlerde garip havadisler alıyoruz."- H. E. Adıvar
İlgi ile karşılanabilecek haber
(Osmanlı Dönemi) SAVAFIK
HAVADİS
(Osmanlı Dönemi) Alâka ile karşılanan haberler
HAVADİS
(Osmanlı Dönemi) (Hâdise. C.) Yeni hâdiseler, yeni sözler