Hiç kimse ülkemden nefret etmek istemedi.
- Nobody wanted to hate my country.
Senden nefret etmek istemiyorum.
- I don't want to hate you.
Bazıları tartışmaktan nefret ederler.
- Some people hate to argue.
Jack Dorsey benden nefret ediyor.
- Jack Dorsey hates me.
O, kocasından nefret etti.
- She hated her husband.
O, ona bir kazak satın aldı, ama o renginden nefret etti.
- She bought him a sweater, but he hated the color.
He gave me a look filled with pure hate.