harsh; unrelenting

listen to the pronunciation of harsh; unrelenting
English - Turkish

Definition of harsh; unrelenting in English Turkish dictionary

brutal
{s} vahşi

Tom vahşice öldürüldü. - Tom was found brutally murdered.

Tom 20 Ekim 2013'te vahşice öldürüldü. - Tom was brutally murdered on October 20, 2013.

brutal
{s} gaddar

Polisin gaddarlığı uzun süredir bir sorundur. - Police brutality has been a problem for a long time.

brutal
acımasız

Onlar yeterince acımasızlar mı? - Are they brutal enough?

Dan polis tarafından acımasızca dövüldü. - Dan was brutally beaten by the police.

brutal
{s} sert

Böyle sert koşullar altında hiç kimse çalışamaz. - No one can work under such brutal conditions.

İsyan çok sert bir biçimde bastırıldı. - The uprising was brutally suppressed.

brutal
hayvanca
brutal
insanlıktan uzak
brutal
(gerçek) acı
brutal
{s} şiddetli
brutal
{s} zalim
brutal
{s} merhametsiz
brutal
{s} kaba
brutal
{s} yabani
brutal
{s} yontulmamış
English - English
brutal
harsh; unrelenting
Favorites